ORTADOĞU COĞRAFYASINDAKİ SAVAŞLARIN VE KRİZLERİN BÖLGE EKONOMİLERİNE ETKİLERİ

Ortadoğu bölgesi üç kıtayı (Asya, Avrupa ve Afrika) birbirine bağlayan stratejik öneme sahip, insanlık tarihinin göçebe hayattan yerleşik hayata geçtiği ve üç semavi dinin (Musevilik, Hristiyanlık ve İslamiyet) doğduğu bölgenin adıdır. Bölge, varlığı kanıtlanmış yeraltı enerji kaynakları açısından önemli bir potansiyeli barındırmaktadır.

Günümüzdeki savaşların ve iç karışıklıkların ana nedeninin oluşturmaktadır. Bundan dolayı da “Orta Doğu’yu kontrol altına alan dünyayı kontrol altına alır” söylemini doğrulamaktadır.

Giriş

Orta Doğu coğrafyası, Afrika–Avrasya kıtalarının kesiştiği bölgeyi kapsayan, Mısır ve Türkiye’nin de dâhil olduğu bölgenin adıdır. En çok kabul gören tanımı ise, Suriye, Suudi Arabistan, Lübnan, Ürdün, Umman, Yemen, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Kuveyt, Bahreyn, Irak, Libya, Mısır’ı kapsayan Arap ülkelerini ve sonradan dâhil edilen Türkiye, İsrail ve İran gibi ülkelerin yer aldığı bölgedir (Şahbaz, 2017: 381). Ortadoğu bölgesi; ekonomi, tarih, coğrafya, tarım, medeniyet ve dini inanışlar açısından büyük önem arz etmektedir.

Ortadoğu bölgesi, aynı zamanda üç kıtayı (Asya, Avrupa ve Afrika) birbirine bağlayan stratejik öneme sahip, insanlık tarihinin göçebe hayattan yerleşik hayata geçtiği ve üç semavi dinin (Musevilik, Hristiyanlık ve İslamiyet) doğduğu bölgenin adıdır. İnsanlar ilk olarak bitkileri ve hayvanları bu bölgede evcilleştirmiş ve insanlığın hizmetine sunmuştur. İktisat tarihinde iki inkılaptan biri olan “Tarım İnkılabı” Milattan Önce (M.Ö.) 8 bin yıllarında bu topraklarda gerçekleşmiştir.

Ortadoğu bölgesi verimli zengin topraklardan kaynaklı olarak insanlık tarihinden günümüze sürekli savaşların, anlaşmazlıkların ve krizlerin yaşandığı bölge olmuştur. Yapılan savaşların en önemli nedenleri arasında ekonomi, dini inanış ve stratejik konum gösterilmektedir.

Bölge, 1948 yılı ilk Arap–İsrail Savaşından itibaren sürekli kaynayan kazan haline gelmiştir. Birinci 1914 yılında Dünya Savaşı başlamış ve Osmanlı devleti bölgeden çekilmiş ve yaklaşık 400 yıllık huzur sona ermiştir. Birinci Dünya Savaşı sonrası Arap–Türk bölgelerinde Avrupa işgal ve egemenliği artmaya başlamıştır.

İki dünya savaşı arasında birçok batılı misyonerler fitne tohumları ekerek Türk düşmanlığını bu topraklara aşılamışlardır. Son zamanlarda yaşanan İran–Irak Savaşı, Körfez Krizi, Suriye iç savaşları ve İsrail–Filistin savaşları dünyada sürekli gündem oluşturmuştur. Bu savaş ve krizlerde batının teknolojisi ve birçok farklı silahları denenmiştir. Birçok Müslümanın kanı akıtılmış, bir o kadar da sakat bırakılmıştır.

Batılı ülkelerin ve İsrail’in en büyük emeli savaşlar vasıtasıyla bölge ülkelerini ekonomi bakımından güçsüz ve kendilerine muhtaç duruma düşürme planıdır. Yeraltı zenginlik kaynaklarını bağımsız olarak işletmelerini engellemektir. Yine bölge ülkeleri arasında refah düzeyi açısından aşırı farklılıkların oluşmasını sağlamaktır. Ne acıdır ki öyle de olmuştur.

Orta Doğu Bölgesinde Ekonominin Gelişimi

Orta Doğu bölgesinde ekonomik hayat insanlık tarihi kadar eski olup, M.Ö. 10 binli yıllara kadar dayanmaktadır. Bölgede ekonomik hayatın avcılık ve toplayıcılığa dayandığı bilinmektedir. Günümüzde yapılan yeni arkeolojik çalışmalar bölge tarihini ve ekonomisini tekrar yorumlanmasını gerekli hale getirmiştir. Bölgede kadim tarihten günümüze kadar ekonomi, kültür ve inanış adına birçok değişimlerin yaşandığı bilinmektedir. Bunlardan en önemlileri arasında tuğladan evlerin yapımı, çömlekçiliğin gelişmesi, bakırın eritilmesi, bronz ve bakırdan silah ve süs eşyalarının yapılması, işbölümünün yaygınlaşması, metalürji alanlarında ilerleme ve Uzak Doğu ile Avrupa ülkeleri arasında ticari aracılık en önemlileri arasında yer almaktadır. Tarım açısından da zengin ve bereketli topraklara sahip olan bölgede ekonomik değeri yüksek tarım ürünleri yetiştirilmiştir. Bundan dolayı da bölgenin verimli toprakların büyük kısmı hilal şeklinde olup, “bereketli hilal” olarak adlandırılmaktadır. Bereketli Hilâl toprakları üzerinde birçok krallıklar ve medeniyetler hüküm sürmüştür. Bunlar arasında Sümerler, Akadlar, Hurriler, İsin ve Larsa Krallıkları, Amurrular, Asur ve Bâbil gibi medeniyetler en çok bilinenler arasında yer almaktadır. Bu medeniyetlerin oluşmasında ve devam etmesinde başta askeri olmak üzere, dini ve ekonomik yapılaşma büyük rol oynamıştır[1].

Harita 1. Bereketli Hilal

Uygarlığın Doğduğu Yer Olarak Kabul Edilen Bumerang Şekilli Bölge:  Bereketli Hilal - Ekşi Şeyler

Kaynak: https://derstarih.com› Tarih Araştırmaları› Dünya Tarihi

İnsanlık tarihinde ikinci önemli inkılap olan Sanayi İnkılabıyla beraber, bölge jeopolitik açıdan ayrı bir önem kazanmaya başlamıştır. Bölgede petrol ve doğalgaz rezervlerinin keşifleri batılı ülkelerin dikkatlerini toplamaya başlamıştır. Özellikle petrol rezervi tüm dünyaya dağılmış olmasına rağmen, üretimin büyük kısmı yüzölçümü açısından küçük bölge olan Ortadoğu bölgesinde toplanmıştır. Günümüzde Orta Doğu bölge ülkeleri dünya pazarına en fazla petrol ihraç eden ülkelerdir. Dünyada enerji kaynaklarından petrol ve doğalgaz rezervlerinin varlığı net olarak kanıtlanamamıştır. Ancak büyük kısmının bu bölgede olduğu bilinmektedir.

Orta Doğu bölgesi sadece yeraltı kaynaklarıyla sınırlı kalmayıp, tarımsal ürün üretiminde ve ihracatında da önemli gelişme göstermektedir. Başta İsrail olmak üzere, Suudi Arabistan ve B.A.E. modern tarıma önem vererek önemli miktarda tarımsal ürünler üreterek dünya pazarlarına sunmaktadırlar.

Bölge ekonomisine katkı sağlayan bir diğer önemli sektör de turizm sektörüdür. Binlerce yıllık tarih ve kültürel mirası bir arada barındırmaktadır. Sayısız antik şehirler, dini mabetler, tarihi kalıntılar ve kültürel yapılar günümüz insanlarının ve turistlerin ilgi alanını oluşturmaktadır. Ayrıca üç semavi dinin de merkezi olmasından kaynaklı olarak dini görev ve ziyaretler açısından da farklı dinlere mensup yabancıların da ilgisini çekmektedir.[2]

Savaşların Bölge Ekonomisine Etkileri

Orta Doğu bölgesi 1900’lü yıllardan itibaren batılı ülkeler tarafından dolaylı ve doğrudan işgal edilmeye ve egemenlik altına alınmaya başlanmıştır. İlk işgal girişimleri doğrudan değil de bölge ülkeleri ve halkı arasına nifak tohumlarının ekilmesiyle başlamıştır. Bölge ülkelerinin ekonomi bakımından ilerlemeleri ve kalkınmaları batılı ülkeler tarafından sürekli engellenmiştir. 1950’li yıllardan itibaren İsrail devletinin de resmen kurulmasıyla bölge ülkeleri karmaşık bir hal almaya başlamıştır. Batı ülkelerinin de etkisiyle sürekli iç karışıklıklar ve savaşlar yapılmıştır. Savaşlar ve iç karışıklıklar bölge ekonomisi üzerinde olumsuz etkiler oluşturmuştur. Kişi başına satın alma gücü paritesine göre dünyanın en zengin ve en fakir ülkeleri komşu olmuşlardır. Katar 2023 yılı verilerine göre 116870 dolar ile satın alma gücü paritesine göre dünyada 2. sırada yer alırken, Suriye 2780 dolar ile 181. sırada yer almaktadır.

Tablo 1. Orta Doğu Ülkeleri Hakkında Bilgiler

Kaynak: IMF, Worldometer, World Bank, 2024.

Tablo 1 savaşların ve iç çatışmaların ekonomi üzerine nasıl bir etki yaptığını açıkça özetlemektedir. Son 70 yılda yaşanan başta İran–Irak savaşı olmak üzere, Arap–İsrail savaşı, Süveyş krizi, uzun süren Lübnan iç savaşı, körfez krizi, İsrail–Lübnan krizi, Gazze muharebesi ve Suriye iç savaşı bölge ülkelerinin ekonomik yönden ne denli geri kalmasına ve gelir dağılımında adaletsizliklerin yaşanmasına neden olmuştur.

Orta Doğu bölgesinde yaşanan savaşların ve krizlerin en büyük etkilerinden biri bölgenin en güçlü ülkesi olan Türkiye ekonomisine olmuştur. Bölgede yaşanan savaşlardan dolayı Türkiye dış ticareti önemli ölçüde etkilenmiştir. Türkiye’nin bölge ülkelerine yönelik ihracat ve ithalat verilerinde önemli düşüşler yaşanmıştır. Dış ticaretin yanında turizm sektörü de payını almıştır. Savaş yıllarında Türkiye ile bölge ülkeleri arasında turizm sektörü durma noktasına kadar gerilemiştir. Savaşlar neticesinde Türkiye, bölge ülkelerinden birçok düzensiz göçlere maruz kalmıştır. Suriye’de yaşanan iç savaştan kaynaklı olarak birçok Suriye vatandaşı başka ülkelere göç etmek zorunda kalmıştır. UNHRC, verilerine göre 2017 yılında toplam 5 milyon 18 bin Suriye vatandaşı mülteci olarak başka ülkelere göç etmiştir. Bu göçlerden yaklaşık olarak 3 milyonu Türkiye’ye yönelik olmuştur. Avrupa ülkelerine iltica edenlerin sayısı sadece 884 bin olarak kayıtlara geçmiştir.[9]

Sonuç

Orta Doğu, medeniyetin beşiği ve insanlık tarihinin ilk yerleşik hayata geçtiği topraklardır. Bölge hakkında farklı tanımlamalar yapılsa da üç kıtanın kesişim noktasını oluşturmaktadır. İlk kez Orta Doğu kavramı yirminci yüzyılda kullanılmaya başlanmıştır. Bölge, birçok tarihi ve kültürel mirası bir arada barındırmaktadır.

Orta Doğu bölgesi stratejik ve jeopolitik öneme sahip olmasından kaynaklı olarak uzun yıllar ticari açıdan Asya–Avrupa arasında köprü görevi üstlenmiştir. Bölge, yıllardır sıcak denizlere açılma hayali kuran Rusya’nın ilgi odağında olmuştur. Süveyş kanalının açılması bölgenin önemini ve uluslararası ticarete katkısını bir kez daha artırmıştır.

Yirminci yüzyılın ilk yarısında petrolün ve ikinci yarısında doğalgazın önem kazanması bölge ülkeleri sanayileşmiş batı ülkelerinin ilgi odağı haline gelmiştir. Lojistik adına kara, deniz ve demiryolu taşımacılığında önemli artışların olması bölgenin stratejik konumuna değer katmıştır.

Orta Doğu ekonomisini ana hatlarıyla yeraltı enerji kaynakları, verimli topraklar ve turizm sektörü oluşturmaktadır. Bölge ülkeleri dış ticaretinde enerji kaynakları en önemli ihracat kalemleri arasında yer almaktadır. OPEC tarafından yayınlanan rapora göre Dünya Petrol Rezervlerinin %61’lik kısmı Ortadoğu bölgesinde bulunması doğalgaz rezervinin de %35’lik kısmı bu topraklarda bulunmaktadır.

Üç semavi din (Musevilik, Hristiyanlık ve İslamiyet) bu bölgede doğmuş dünyanın muhtelif bölgelerine buradan dağılmıştır. İnsanlığa gönderilen bütün peygamberler bu topraklarda irşat ve tebliğini başlatmışlardır. Bölge yıllardır din savaşlarına da sahne olmuştur. Yine üç din için kutsal kabul edilen yerler ve ziyaret edilmesi gereken yerleri barındırmaktadır.

Bölgedeki savaşlardan ve iç karışıklıklardan en fazla ekonomi ve ticaret sektörleri etkilenmiştir. Bölge ülkeleri arasında dış ticaret durma noktasına gelmiş, birçok bölge halkı da mülteci durumuna düşmüştür. Bölgedeki savaşlardan en fazla da Türkiye dış ticareti ve ekonomisi etkilenmiştir.

Son söz olarak; bu kadar tarihi, kültürel, ekonomik ve inanç zenginliklerini bir arada barındıran bölge emperyalist güçler tarafından sürekli paylaşılmak istenmektedir. Bölgede savaşların ve iç karışıklıkların temel nedeni de bu olsa gerek.

Kaynakça

Şahbaz, M. (2017). Geçmişten Günümüze Şark (Orta Doğu Meselesi), Journal of Social and Humanities Sciences Research, vol.4, no.3, pp.381-387, 2017

https://derstarih.com › Tarih Araştırmaları › Dünya Tarihi, Bereketli Hilal Nedir? Neresidir? Haritası ve Tarihi

Worldometer, tps://www.worldometers.info› ... Countries in the world by population (2025)

https://www.donanimhaber.com› dunyanin-en-zengin-..., Dünyanın en zengin ülkeleri sıralaması (2025)

World Bank, World Development Indicators database, 1 July 2024

IMF, Dünyanın en zengin ülkeleri sıralaması (2025)

https://tr.anbar.asia› orta-doğu-pazarı

UNHRC Data Portal, Syria Regional Refugee Response, http://data.unhcr.org/ syrianrefugees/regional.php,

 


[1] https://avesis.marmara.edu.tr/yonetilen-tez/6fe1ff5f-b666-4692-b622-8316d0c521ca/tarihten-gunumuze-kadar-bereketli-hilalde-sosyo-ekonomik-yapi

[2] https://tr.anbar.asia› orta-doğu-pazarı

[3] 2024 yılı verileri.

[4] Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 2023 yılı verileri.

[5] Kişi Başı Milli Gelir 2023 yılı verileri.

[6] Satın Alma Gücü Paritesi 2023 yılı verileri.

[7] Ülke Ortalaması

[8] Ülke Ortalaması

[9] http://data.unhcr.org/ syrianrefugees/regional.php,

img

Dr. Öğr. Üyesi
REMZİ BULUT