Güvenlik ve Enerji: Türkiye’nin Enerji Arzında Stratejik Yol Haritası
Enerji güvenliği, enerji kaynaklarının bulunabilirliği, satın alınabilirliği, güvenilirliği ve sürdürülebilirliği gibi çeşitli yönleri kapsayan çok boyutlu bir kavramdır. Enerji güvenliğinin ölçümü disiplinler arası bir yaklaşım içermekte olup, farklı düşünce okulları bu kavramın değerlendirilmesinde farklı perspektiflere sahiptir.
Örneğin, Dünya Enerji Konseyi (WEC) sürdürülebilirliğe odaklanan bir Enerji Sürdürülebilirlik Endeksi önerirken, enerjinin uygun bir fiyatla kesintisiz fiziksel mevcudiyetine vurgu yapmıştır (Ang vd., 2015; Narula ve Reddy, 2015). Ayrıca, arz güvenliği, kaynakların çeşitlendirilmesine ve enerjinin kesintisiz kullanılabilirliğine odaklanan temel bir endişe kaynağı olmuştur (Yakymchuk vd., 2022). Bu, Dünya Ekonomik Forumu’nun enerji güvenliğini uygun fiyatlarla ve kabul edilebilir bir sosyal maliyetle güvenilir, istikrarlı ve sürdürülebilir enerji arzı olarak tanımlamasıyla uyumludur (Tyndall, t.y.).
Dahası, enerji güvenliği yalnızca ulusal ekonomilerin normal işleyişi için hayati önem taşımamakta, aynı zamanda ulusal güvenlik ve bir ülkenin sürdürülebilir kalkınma stratejisinde de önemli bir rol oynamaktadır (Zhang & Jiao, 2015). Örneğin ülkeler, Kuzey Kutbu’ndaki potansiyel Çin-Rusya enerji iş birliği gibi enerji kaynaklarındaki iş birliğini güçlendirdikçe, bunun ilgili ülkelerin enerji güvenliği endeksi üzerinde önemli bir etkisi olması beklenmektedir (Zhang vd., 2022).
Güvenlikle ilgili hususlar bir ülkenin enerjiye yaklaşımını büyük ölçüde etkiler ve tersine, enerji kaynakları jeopolitik varlıklar veya çekişme noktaları haline gelebilir. Uluslar genellikle ekonomik ve stratejik çıkarlarını güçlendirmek için güvenilir enerji kaynaklarını güvence altına almaya çalışırlar. Enerji kaynakları için rekabet yoğunlaştığında jeopolitik gerilimler ortaya çıkabilir ve bu da potansiyel çatışmalara veya ittifaklara yol açabilir. Örneğin, petrol ve gaz rezervleri üzerindeki kontrol tarihsel olarak jeopolitik manevraların itici gücü olmuş, ülkeler arasındaki ittifakları ve rekabetleri şekillendirmiştir.
Enerji güvenliği özünde bir ulusun ekonomik refahıyla bağlantılıdır. Enerji tedarik zincirindeki aksaklıkların ekonomiler üzerinde basamaklı etkileri olabileceğinden, enerji için dış kaynaklara bağımlılık kırılganlıklar yaratabilir. Enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve dirençli enerji altyapılarının geliştirilmesi, enerji güvenliğiyle ilişkili ekonomik riskleri azaltmayı amaçlayan stratejilerin temel bileşenleridir. Ülkeler enerjide kendi kendilerine yeterliliklerini artırmak için genellikle yerli enerji üretimine ve teknolojik yeniliklere yatırım yaparlar.
İstikrarlı ve güvenli bir enerji arzının güvence altına alınması ulusal güvenlik için son derece önemlidir. Elektrik şebekeleri veya kritik enerji tesisleri gibi enerji altyapısındaki güvenlik açıkları düşmanlar tarafından istismar edilebilir, önemli kesintilere yol açabilir ve potansiyel olarak bir ulusun güvenliğini tehlikeye atabilir. Sonuç olarak, ülkeler enerji altyapılarını siber tehditlere, fiziksel saldırılara ve doğal afetlere karşı korumak için önlemler alırlar.
Enerji güvenliği arayışı, çevresel hususlarla giderek daha fazla iç içe geçmektedir. Küresel toplum iklim değişikliği sorunlarıyla boğuşurken, ülkeler sürdürülebilir ve düşük karbonlu enerji kaynaklarına geçiş yapmak zorunda kalmaktadır. Enerji arzını güvence altına alma zorunluluğu ile çevresel kaygıları ele alma ihtiyacını dengelemek karmaşık bir politika sorunu teşkil etmektedir. Ülkeler iklim değişikliğiyle ilişkili uzun vadeli risklerin farkına vardıkça, sürdürülebilir enerji uygulamaları ulusal güvenlik stratejilerinin ayrılmaz bir parçası haline gelmektedir.
Enerji teknolojilerindeki gelişmeler güvenlik kaygılarının giderilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Yenilenebilir enerji, enerji depolama ve akıllı şebeke sistemlerindeki yenilikler sadece enerji güvenliğine değil aynı zamanda ulusal dayanıklılığa da katkıda bulunmaktadır. Enerji teknolojisinin ön saflarında yer almak için araştırma ve geliştirmeye yatırım yapan ülkeler, enerji geleceklerini güvence altına almak ve gelişen güvenlik sorunlarına uyum sağlamak için daha iyi bir konuma sahip olurlar.
Türkiye’nin enerji arzı, özellikle güvenlik ve sürdürülebilirlik açısından stratejik yol haritasının kritik bir unsurudur. Ülkenin enerji politikası, yenilenebilir enerji kaynaklarına ve enerjide dışa bağımlılığın azaltılmasına odaklanan kapsamlı bir araştırma ve analiz konusu olmuştur. Türkiye’nin enerji arzına yönelik stratejik öncelikleri arasında yenilenebilir enerji kaynaklarının payının artırılması, enerji verimliliğinin iyileştirilmesi ve arz güvenliğinin sağlanması için enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi yer almaktadır (Yıldırım & Sakarya, 2019). Türkiye, Vizyon 2023 enerji gündeminin bir parçası olarak enerji talebinin %30’unu modern yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılamayı hedeflemektedir (Uddin vd., 2021). Ayrıca, Türk hükümeti tarafından ifade edilen ulusal enerji politikası, doğal gaz bağımlılığını azaltmaya yönelik olarak elektrik üretiminde yerli kömürün, yenilenebilir enerji kaynaklarının (YEK) ve nükleer enerjinin önemini vurgulamaktadır (Özcan vd., 2016). Bu çok yönlü yaklaşım, Türkiye’nin sağlam ve çeşitlendirilmiş bir enerji portföyü oluşturma konusundaki kararlılığının simgesidir.
Enerji güvenliğinin sağlanmasının ekonomik önemi, Türkiye’nin enerji stratejisine ilişkin söylemde yinelenen bir tema olmuştur. Odak noktası, yabancı enerji kaynaklarına bağımlılığı azaltmak ve artan talebi karşılamak için enerji arzını genişletmek olmaya devam etmektedir (Yılmaz, 2021). Jeo-stratejik ve enerji güvenliği perspektifinden bakıldığında, Türkiye’nin Doğu ile Batı arasında bir enerji köprüsü olarak oynadığı rolün altı çizilmektedir (Sánchez-Martín vd., 2015). Bu ikili rol sadece Türkiye’nin enerji çıkarlarını güvence altına almakla kalmıyor, aynı zamanda ülkeyi daha geniş bölgesel ve küresel enerji manzarasında önemli bir oyuncu olarak konumlandırıyor.
Türkiye jeotermal enerji, hidroelektrik, güneş, rüzgâr ve biyokütle gibi yenilenebilir enerji kaynakları açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Ancak, bu potansiyele rağmen, Türkiye hala büyük ölçüde ithal enerji kaynaklarına dayanmaktadır ve enerjisinin yaklaşık %72’sini ithal etmektedir. Bu durumu ele almak için, Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarının iç enerji tüketimine nüfuz etmesi için hedefler belirlemesi önerilmiştir (Erdoğdu, 2009). Ayrıca, Türkiye’nin enerji güvenliğini artırmak için fosil yakıtlardan yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş yapması büyük önem taşımaktadır (Çetin & Vardar, 2014). Ayrıca, nükleer enerji Türkiye’nin enerji güvenliği sorunlarına potansiyel bir çözüm olarak önerilmiştir (Altundeğer, 2020; Kaplan vd., 2017). Ancak, enerji kullanımının çevresel etkilerini göz önünde bulundurmak ve çevre kirliliğini önlemek için sürdürülebilir enerji gelişimine öncelik vermek esastır (Kaygusuz, 2001).
Özellikle rüzgâr, güneş, biyokütle ve hidrolik enerji gibi yüksek yenilenebilir enerji potansiyelinin kullanılması yoluyla kaynak çeşitliliğini artırırken aynı zamanda dış enerji kaynaklarına bağımlılığı azaltma çabaları güçlü bir şekilde savunulmaktadır (Giritli, 2022). Önemli bir yenilenebilir enerji potansiyeline sahip olmasına rağmen, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılık ve para biriminin değer kaybetmesi gibi zorluklarla boğuşması, yenilenebilir enerjiye ilişkin politikalarının yeniden değerlendirilmesini gerektirmiştir (Dindar, 2022).
Türkiye’nin ulusal enerji politikaları, güvenilir, uygun maliyetli ve çevre dostu enerji sağlamak ve böylece sürdürülebilir kalkınmayı ve sosyal ilerlemeyi teşvik etmek için stratejik olarak hazırlanmıştır (Balat, 2006). Enerji değişkenleri, çevresel kalite ve ekonomik büyüme arasındaki dinamik bağlantılar ek bir karmaşıklık katmanı oluşturmaktadır. Bu bağlantıların tanınması, enerji ve çevre politikalarında bilinçli karar verme ve çevresel hedeflerle uyumlu ekonomik açıdan sağlam politikaların formüle edilmesi için çok önemli görülmektedir (Dinç ve Akdoğan, 2019).
Özetle, Türkiye’nin enerji arzına yönelik stratejik yol haritası, enerji güvenliğini artırmayı, dış kaynaklara bağımlılığı azaltmayı ve yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesine ve kullanılmasına öncelik vermeyi amaçlayan bütüncül ve kapsamlı bir yaklaşım içermektedir. Bu, Türkiye’nin Vizyon 2023 enerji gündemi ile sorunsuz bir şekilde uyum sağlamakta ve ülkenin enerji kaynaklarını çeşitlendirme, verimliliği artırma ve enerji politikasında sürdürülebilirliğe öncelik verme konusundaki kararlılığını yansıtmaktadır. Bu politikalar ile Türkiye sadece enerji koridoru bir ülke olmaktan çıkarak ‘Enerji Merkezi’ olmaya namzet bir ülke yolunda ilerleme gayreti içerisindedir. Nitekim jeostratejik yapısıyla merkez olmaya muktedirdir.
Kaynakça
Altundeğer, N. (2020). Strategic thinking in resource diversification: assessing the value of nuclear energy in turkey. Asian Journal of Economics Business and Accounting, 28-38. https://doi.org/10.9734/ajeba/2020/v14i130184
Ang, B., Choong, W., & Ng, T. (2015). Energy security: definitions, dimensions and indexes. Renewable and Sustainable Energy Reviews, 42, 1077-1093. https://doi.org/10.1016/j.rser.2014.10.064
Kaplan, Y., Karagöz, M., & Sayılmaz, S. (2017). The overview of nuclear energy situation in the world and turkey. Epj Web of Conferences, 154, 01017. https://doi.org/10.1051/epjconf/201715401017
Narula, K. and Reddy, B. (2015). Three blind men and an elephant: the case of energy indices to measure energy security and energy sustainability. Energy, 80, 148-158. https://doi.org/10.1016/j.energy.2014.11.055
Tyndall, L. Energy security in new zealand politics: risk perceptions and political agendas.. https://doi.org/10.26686/wgtn.17006059
Yakymchuk, A., Kardash, O., Popadynets, N., Yakubiv, V., Maksymiv, Y., Hryhoruk, I., … & Kotsko, T. (2022). Modeling and governance of the country’s energy security: the example of ukraine. International Journal of Energy Economics and Policy, 12(5), 280-286. https://doi.org/10.32479/ijeep.13397
Zhang, K., Mai-xiu, H., & Dang, C. (2022). The potential of sino–russian energy cooperation in the arctic region and its impact on china’s energy security. Scientific Programming, 2022, 1-10. https://doi.org/10.1155/2022/8943314
Zhang, X. and Jiao, H. (2015). Reflections on college students’ energy security awareness education in the new era of innovation research and analysis. The Open Cybernetics & Systemics Journal, 9(1), 2582-2586. https://doi.org/10.2174/1874110x01509012582