17 AĞUSTOS 1999 GÖLCÜK DEPREMİNİN YIL DÖNÜMÜNÜDE TÜRKİYE GERÇEĞİ DEPREM - ÇARPIK KENTLEŞME - KENTSEL DÖNÜŞÜM

17 Ağustos 1999 gününde meydana gelen aletsel büyüklüğü Kandilli Rasathanesi’ne göre 7.4, USGS’e (United States Geological Survey) göre 7.6 olan Gölcük Depremi’nin üzerinden tam 25 yıl geçti. Gölcük Depremi ile ilgili TBMM tarafından Temmuz 2010 tarihinde hazırlanan 549 S. Sayılı Meclis Araştırma Raporu depremin etkilerinin boyutlarını gözler önüne sermektedir.

Bu rapora göre; Gölcük Depremi Marmara Bölgesi’nin tamamı başta olmak üzere, Ankara’dan İzmir’e uzanan büyük bir coğrafyayı etkisi altına almıştır. Resmi raporlara göre, ölü sayısı 17480, yaralı sayısı 43953, engelli sayısı 505’tir. Depremde 285211 konut, 42 902 işyeri hasar görmüştür. Resmi olmayan veriler ise ölü sayısının 50000, yaralı sayısının 100000 e yakın olduğunu ortaya koymaktadır. Deprem nedeniyle çöken 133683 binada yaşayan yaklaşık 600000 kişinin evsiz kalması da bir diğer acı sonuçtur. (https://acikerisim.tbmm.gov.tr/bitstreams/6fe8d1be-9d46-4e7b-bba8-f3090f3ec212/download)

Afad Türkiye Cumhuriyeti topraklarını coğrafi olarak tanımlayan 36-42 kuzey paralelleri ve 26-45 doğu boylamları arasında kalan alanda aletsel dönem olarak tanımlanan 1900 yılından 18.08.2024 saat 23:25’e kadar geçen sürede gerçekleşen M>=4.0 deprem sayısı (https://deprem.afad.gov.tr/event-instrumental) 7293 iken bu depremlerin 313 tanesi yani %4.3’ü literatürde hasar yapıcı deprem olarak tanımlanan M>=5.5 üzerindedir. M>=5.5 olan depremlerin mekânsal dağılımları incelendiğinde bu depremlerin Türkiye’nin Karadeniz kıyılarına paralel olarak uzanan Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde ve Türkiye’nin batısında yoğunlaştığı dikkat çekmektedir. Bununla birlikte yakın dönemde yaşadığımız ve etkilerini halen yaşadığımız 6 Şubat 2023 depremleri de ülkemizin güneyinin de yıkıcı deprem tehlikesi altında olduğunu ortaya koymuştur.  

Harita 1. 1900-18.08.2024-23:25 arası Türkiye’de gerçekleşen M>=4.0 depremlerin mekansal dağılımı (https://deprem.afad.gov.tr/event-instrumental)

 

Harita 2. 1900-18.08.2024-23:25 arası Türkiye’de gerçekleşen M>=5.5 depremlerin mekansal dağılımı (https://deprem.afad.gov.tr/event-instrumental)

17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi’nden yola çıkarak aletsel dönemde meydana gelen yıkıcı depremler analiz edildiğinde özellikle ülkemizin batısında yer alan Marmara ve Ege Bölgeleri’nin yıkıcı depremlerden en çok etkilenen coğrafyalar olduğu açıkça ortadadır. Yıkıcı depremlerin yoğunlaştığı bu bölgelerimizin ortak özellikleri ülkemizde meydana gelen hızlı ve çarpık kentleşme sürecinden en çok etkilenen bölgeler olmalarıdır. 1950’li yıllar ülkemizde hızlı ve çarpık kentleşme sürecinin başladığı, belde ve köylerde yaşayan nüfus oranının düşmeye başladığı döneme karşılık gelmektedir. TUİK verilerine göre 1927, 1935, 1940 ve 1945 nüfus sayımlarında %75’lerde olan belde ve köylerde yaşayan nüfus oranı 1950 yılında ilk defa düşüşe geçerek %71.2’ye düşmüş ve takip eden nüfus sayımlarında bu oran son nüfus sayımı 2000 yılına kadar devam etmiş ve %35.1’e kadar düşmüştür. 50 yıllık süreçteki %50 oranındaki bu azalış ülkemizdeki hızlı ve çarpık kentleşme sürecinin rakamsal boyutlarını ortaya koymaktadır. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’ne geçiş yılı olan 2007 yılında da devam eden düşüş 2017 yılına kadar %7.5’e kadar devam etmiştir. 2023 yılında bu oran %7.0 olarak gerçekleşmiştir. Belde ve köylerde yaşayan nüfusun oranının %10’ların altına inmesinde etkili olan faktörün 6360 sayılı yasa uyarınca gerçekleştirilen idari bölünüş değişiklikleri olduğunu belirtmekte fayda vardır. Kentleşme süreci Keleş (2006)’ya göre; “sanayileşmeye ve ekonomik gelişmeye koşut olarak kent sayısının artması ve bugünkü kentlerin büyümesi sonucunu doğuran, toplum yapısında artan oranda örgütleşme, işbölümü ve uzmanlaşma yaratan, insan davranış ve ilişkilerinde kentlere özgü değişikliklere yol açan bir nüfus birikim süreci”’dir. Bu süreçte meydana gelen değişimlerin yoğun bir şekilde oluşması ise hızlı kentleşmeye neden olmaktadır. [ Keleş, R., (2006), Kentleşme Politikası, 9. baskı, İmge Kitabevi, Ankara, İstanbul.] Hızlı kentleşme süreçlerinde kentlerde sosyal, ekonomik ve yapısal dönüşümlerin ortaya çıkması kaçınılmazdır. Bu dönüşümler başta gecekondulaşma, kalitesiz konut stokunun oluşması olmak üzere aşırı nüfus artışı, düşük yaşam standartlarında yaşayan nüfus oranının yükselmesi, işsizlik, fakirlik, trafik problemleri, gelecekle ilgili belirsizlik ve kentsel yaşama entegre olamama gibi çeşitli sorunların oluşmasına sebep olur. Bu noktada Marmara Bölgesi’nin 2008-2019 yılları arası diğer bölgelerle olan net göç ilişkisi incelendiğinde bölgenin TR81 Bölgesi’nin batısından aşağıya bir hat çizildiğinde bu hattın doğusunda kalan TR82 Bölgesi hariç tüm bölgelerden ve TR33 Bölgesi ile TR10 Bölgesi’nden aldığı net göçün pozitif olduğu görülür. Ege Bölgesi’nin de Marmara Bölgesi ile net göç ilişkisinin bölge lehine pozitif olduğu açıktır. Bu noktada hızlı ve çarpık kentleşmenin yıkıcı depremlerin yoğunlaştığı bölgelerimiz olan Marmara ve Ege bölgelerinde gerçekleştiğini söylemek hiçte hata olmaz ki günümüzde başta metropol şehirlerimiz olan İstanbul ve İzmir olmak üzere bu bölgelerimizde yer alan şehirlerde kalitesiz konut stokunun dönüştürülmesinin tartışıldığı bir gerçektir.

 

Harita 3. Marmara Bölgesi ile diğer bölgeler arası net göç ilişkisi (Çalışmada Eskişehir Bölge içine dahil edilmiştir) [Marmara Bölgesi Mekansal Gelişme Stratejik Çerçeve Belgesi-Mevcut Durum Analizi ve Değerlendirmeler Raporu (2021), Cilt 1, Sayfa 85]

Günümüzde özellikle deprem tehlikesinin yüksek olduğu bu bölgelerimizdeki şehirlerimizde kalitesiz konut stokunun dönüştürülerek yenilenmesini içeren kentsel dönüşüm süreçlerinin başlatılması başta merkezi yönetim olmak üzere yerel yönetimlerin gündeminde yer almaktadır. Kentsel dönüşümün ülkemizin yakın geleceğinde önemli bir konu olacağının en önemli göstergesi 12. Kalkınma Planı’nda 23 yerde konu edilmesidir. 12. Kalkınma Planı’nın 290 numaralı maddesinde yer alan “Plan döneminde afetlere karşı dirençli yaşam alanları ve kentsel dönüşüm ile temel altyapı hizmetlerine sahip konuta erişim sağlanacak, çevre ve doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı esas alınacaktır. Yaşam kalitesi yüksek kırsal kesim ve daha yaşanabilir ve değer üreten şehirler ile bölgesel gelişmişlik düzeylerinde yakınsama sağlanarak toplumsal refah yaygınlaştırılacaktır” ifadeleri ile kentsel dönüşüm desteklenirken aynı zamanda kır kente göçü engelleyecek ve hatta tersine göçü destekleyecek politikaların önem kazanacağı anlaşılmaktadır. 12. Kalkınma Planı’nda 3.4.2 numaralı kentsel dönüşüm başlığı altında izlenecek politika ve alınacak tedbirler arasında

·        Kentsel dönüşüm strateji belgelerinin hazırlanmasının zorunlu hale getirilecek olması

·        Kentsel dönüşüm uygulamalarında uzlaşma süreçleri geliştirilecek ve sürecin hızlandırılacak olması

·        Kentsel dönüşüm ile ilgili ihtisas mahkemelerinin kurulması

·        Olası Marmara depremine karşı riskli yapı stokunun yenilenmesi için gerekli çalışmalar hızlı ve etkin bir şekilde yürütülecek olması

  • İstanbul başta olmak üzere riskli yapı stokunun dönüşümünün hızlandırılması amacıyla mevzuat düzenlemesi gerçekleştirilecek olması

·        Yapı stoku ve kentsel altyapı niteliği, can ve mal kaybı açısından afet risk durumu, etkilenen nüfus büyüklüğü, toplumsal güçlükler, finansman gereksinimi gibi faktörleri esas alan değerlendirme sistemi geliştirilerek öncelikli dönüşüm alanlarının belirlenecek olması

·        Kentsel dönüşüm alanlarının önceliklendirilmesine ilişkin analizlerde kullanılmak üzere veri altyapısının geliştirilecek olması

ön plana çıkmaktadır.

Kentsel dönüşüm strateji belgeleri kentsel dönüşüm sürecinin yürütülmesinde kritik öneme sahip politika belgeleridir. Bu belgelerin acilen tüm yerel yönetimler tarafından oluşturulması ve mekânsal stratejik planlarla ilişkilendirilmesi büyük önem taşımaktadır.

Kentsel dönüşüm süreçleri çok sayıda aktörü içermesinden dolayı tartışmaya açık süreçlerdir. Bu süreçlerde katılımın sağlanması, ortaya çıkan uzlaşmazlıkların çözülmesi elzemdir. Zira ortaya çıkacak olan uzlaşmazlıklar uzmanlarca acilen yürütülmesi gerektiğinde mutabık olan kentsel dönüşüm süreçlerini sekteye uğratacaktır. Yine 12. Kalkınma Planı’nda kurulması planlanan ihtisas mahkemelerinin iş yükünü artıracaktır. Bu noktada “Kentsel Arabuluculuk” kavramı ön plana çıkmaktadır. HEGEM Şiddetle Mücadele Vakfı bünyesinde oluşturulmasında öncülük ettiğim eğitim programı vb. programların kentsel dönüşüm süreçlerindeki aktörlere uygulanması ve uzlaşma bilincinin geliştirilmesi acilen gerçekleştirmemiz gereken bir sürecin sekteye uğramasının önüne geçecektir.

Özellikle beklenen Marmara Depremi ve bu depremin etkileyeceği şehirlerde yapı stokunun yenilenmesini hızlandıracak mevzuatın oluşturulması ya da var olan mevzuatın yenilenmesi ve uygulanması önem kazanmaktadır. Mevcut durumda, “RİSKLİ YAPI” raporu tüm katlarından alınan karotlarla ilgili bakanlık tarafından tanınan mühendislik firması tarafından gerçekleştirilen binaya yerel yönetim işlem yapmamaktadır. Bu rapor yerine bir kentsel dönüşüm firmasının tek kattan alacağı örneklerle yapacağı testin sonucu talep edilmektedir. Bu durum oldukça çelişkili bir durumdur. Bir de bu binaya hızlı tarama yapılarak düşük riskli yapı verilmesi garabeti de oldukça dikkat çekicidir. Binada yaşayanların önemli bir kısmı ekonomik nedenlerle, zaten dönüşüme itiraz ediyor olduğu durumda yeni bir rapor için tekrar işlem yapılması için hem bütçe ayrılması hem de apartman yönetim kararı alınması zorlaşmaktadır. Bu noktada insanların riskli bir binada yaşadıklarını ve her an bir deprem olma ihtimalinin arttığını bilerek o binada yaşamaya devam etmeleri de üzerinde çalışması gereken önemli bir sosyal problemdir. Tabi ki kentsel dönüşüme girecek alanlarda aktörleri zorlamayacak ekonomik modellerin geliştirilmesi de önemlidir.   

Kentsel dönüşüm süreçlerinin işletilmesinde kentsel dönüşümün öncelikli olarak hangi alanlarda başlamasının gerektiğinin belirlenmesi kritiktir. Veriye dayalı bir önceliklendirme sürecin objektif olarak işlemesine olanak sağlayacaktır. Şengezer, Ansal ve Bilen (2008) [B. Sengezer, A. Ansal, O. Bilen Evaluation of parameters affecting earthquake damage by decision tree techniques Nat Hazards, 47 (2008), pp. 547-568], gerçek deprem hasar durumlarını bina verileri ile ilişkilendirerek bir konut deprem risk modeli geliştirmişlerdir. Bu modelde, 1992 Erzincan, 1995 Dinar, 1999 Kocaeli depremlerinde gerçekleştirilen hasar tespit çalışmalarında 9400 binaya ilişkin toplanan verilerden oluşturulan veritabanı kullanılarak binaların zemin karakteristikleri, yapısal özelliklerine göre hasar alma olasılıkları belirlenmiştir.

Model depremin doğası gereği belli belirsizlikleri içeriyor olsa da modelde bağımsız değişken olarak kullanılan karakteristikler dikkate alındığında bir binanın hangi hasar durumuna hangi olasılıkla sahip olacağı hakkında bilgi vermektedir. Model bize kısaca şunu söylemektedir: Alüvyonlu verimli tarım topraklarına kurulan yerleşim alanları, yüksek katlı binalar, ayrık nizam konutlar, konut amaçlı inşa edilen binaların zemin katlarında yumuşak kat olarak tabir edilen ticaret amaçlı kullanımların bulunmadığı binaların düşük riskli olma olasılıkları yüksektir. 

Tablo 1. Bina karakteristiklerine göre olası yıkıcı bir depremde oluşması beklenen hasar olasılıkları 

Zemin Tipi:Kum, Bina tipi:Betonarme-Kerpiç, Kat sayısı:<=2

Hasar olasılığı: Kırmızı=1.7,Sarı=77.8,Yeşil=20.5

Zemin Tipi:Kum, Bina tipi:Betonarme-Kerpiç, Kat sayısı:3

Hasar olasılığı: Kırmızı=28.6,Sarı=59.9,Yeşil=11.5

Zemin Tipi:Kum, Bina tipi:Betonarme-Kerpiç, Kat sayısı:4

Hasar olasılığı: Kırmızı=16.0,Sarı=63.2,Yeşil=20.8

Zemin Tipi:Kum, Bina tipi:Betonarme-Kerpiç, Kat sayısı:>4

Hasar olasılığı: Kırmızı=27.3,Sarı=45.4,Yeşil=27.3

Zemin Tipi:Kum, Bina tipi:Tuğla-Ahşap-Çelik-Prefabrike ahşap Konum:Bitişik

Hasar olasılığı: Kırmızı=2.4,Sarı=40.9,Yeşil=56.7

Zemin Tipi:Kum, Bina tipi:Tuğla-Ahşap-Çelik-Prefabrike ahşap Konum:Ayrı

Hasar olasılığı: Kırmızı=0.8,Sarı=24.6,Yeşil=74.6

Zemin Tipi:Kaya, Bina tipi:Betonarme Zemin Kat Kullanımı:Konut

Hasar olasılığı: Kırmızı=0.7,Sarı=49.3,Yeşil=50.0

Zemin Tipi:Kaya, Bina tipi:Betonarme Zemin Kat Kullanımı:Ticaret

Hasar olasılığı: Kırmızı=8.5,Sarı=47.9,Yeşil=43.7

Zemin Tipi:Kaya, Bina tipi:Tuğla-Ahşap-Taş

Hasar olasılığı: Kırmızı=1.8,Sarı=68.1,Yeşil=30.1

Zemin Tipi:Alüvyon, Bina tipi:Betonarme Kat Sayısı:<=1

Hasar olasılığı: Kırmızı=11.9,Sarı=29.8,Yeşil=58.3

Zemin Tipi:Alüvyon, Bina tipi:Betonarme Kat Sayısı:2

Hasar olasılığı: Kırmızı=18.6,Sarı=49.2,Yeşil=32.2

Zemin Tipi:Alüvyon, Bina tipi:Betonarme Kat Sayısı:3

Hasar olasılığı: Kırmızı=37.2,Sarı=44.9,Yeşil=17.9

Zemin Tipi:Alüvyon, Bina tipi:Betonarme Kat Sayısı:>=4

Hasar olasılığı: Kırmızı=65.1,Sarı=26.8,Yeşil=8.1

Zemin Tipi:Alüvyon, Bina tipi:Tuğla-Çelik Kat Sayısı:<=1

Hasar olasılığı: Kırmızı=16.4,Sarı=34.6,Yeşil=49.0

Zemin Tipi:Alüvyon, Bina tipi:Tuğla-Çelik Kat Sayısı:2

Hasar olasılığı: Kırmızı=24.6,Sarı=37.5,Yeşil=37.9

Zemin Tipi:Alüvyon, Bina tipi:Tuğla-Çelik Kat Sayısı:>=3

Hasar olasılığı: Kırmızı=53.0,Sarı=33.0,Yeşil=13.9

Zemin Tipi:Alüvyon, Bina tipi:Ahşap-Taş-Kerpiç Konum:Bitişik

Hasar olasılığı: Kırmızı=84.4,Sarı=13.2,Yeşil=2.4

Zemin Tipi:Alüvyon, Bina tipi:Ahşap-Taş-Kerpiç Konum:Ayrı

Hasar olasılığı: Kırmızı=34.3,Sarı=33.7,Yeşil=32.0

Zemin Tipi:Alüvyon, Bina tipi:Prefabrike Ahşap

Hasar olasılığı: Kırmızı=0.0,Sarı=28.5,Yeşil=71.5

Zemin Tipi:Alüvyon Kil, Bina tipi:Betonarme-Tuğla-Çelik Kat sayısı:<=3

Hasar olasılığı: Kırmızı=28.9,Sarı=43.7,Yeşil=27.4

Zemin Tipi:Alüvyon Kil, Bina tipi:Betonarme-Tuğla-Çelik Kat sayısı:>=4

Hasar olasılığı: Kırmızı=32.0,Sarı=51.4,Yeşil=16.6

Zemin Tipi:Alüvyon Kil, Bina tipi:Ahşap

Hasar olasılığı: Kırmızı=62.7,Sarı=31.4,Yeşil=5.9

Zemin Tipi:Kil, Zemin Kat Kullanımı:Konut

Hasar olasılığı: Kırmızı=1.4,Sarı=35.5,Yeşil=63.2

Zemin Tipi:Kil, Zemin Kat Kullanımı:Ticaret Kat Sayısı:<=4

Hasar olasılığı: Kırmızı=3.3,Sarı=41.5,Yeşil=55.2

Zemin Tipi:Kil, Zemin Kat Kullanımı:Ticaret Kat Sayısı:>=5

Hasar olasılığı: Kırmızı=23.0,Sarı=46.9,Yeşil=30.1

Zemin Tipi:Çakıl, Kat Sayısı:<=2, Bina Tipi:Betonarme-Ahşap-Kerpiç

Hasar olasılığı: Kırmızı=8.1,Sarı=30.4,Yeşil=61.5

Zemin Tipi:Çakıl, Kat Sayısı:<=2, Bina Tipi:Tuğla

Hasar olasılığı: Kırmızı=0.5,Sarı=24.8,Yeşil=74.7

Zemin Tipi:Çakıl, Kat Sayısı:<=2, Bina Tipi:Taş-Prefabrike Ağaç

Hasar olasılığı: Kırmızı=0.0,Sarı=51.6,Yeşil=48.4

Zemin Tipi:Çakıl, Kat Sayısı:3

Hasar olasılığı: Kırmızı=18.1,Sarı=68.8,Yeşil=13.1

Zemin Tipi:Çakıl, Kat Sayısı:>=4

Hasar olasılığı: Kırmızı=35.8,Sarı=60.0,Yeşil=4.2


Kentsel dönüşüm ile ilgili 12. Kalkınma Planı tarafından vurgulanmayan önemli bir konuda yaşlılar, engelliler gibi dezavantajlı gruplarla ilgili izlenecek politikalardır. Bu grupların hem ekonomik, hem sosyal hem de psikolojik anlamda kentsel dönüşüm sırasında desteklenmesi mutlaka gereklidir. 


img

Doç. Dr.
Ömer Bilen