TÜRK DÜNYASINI OLUŞTURAN ORTAK KÜLTÜREL DEĞERLER

Türk Dünyasında kültürel bütünlüğün sağlanmasında öncü ve belirleyici bir role sahip olan değerler; bir toplum içinde veya bir toplumun bireyleri arasında kabul edilmiş, benimsenmiş ve yaşatılmakta olan toplumsal, insani, inanç kaynaklı her türlü duyuş, düşünüş, davranış ve kuralları içermektedir.

Değerler, toplumların ortak bilinç geliştirerek amaç ve ortak kimlik kazanmalarında da önemli rol oynamaktadır. Bir milleti diğerlerinden farklı kılan değerler bütünü, o toplumun fertleri tarafından yaşatılması ve korunması gereken en hassas konudur. Türk halklarının değerler sistemi binlerce yıllık geniş zaman diliminde çeşitli faktörlerin etkisiyle şekillenmiştir. Türkler erken çağlardan itibaren doğudan batıya doğru yaşadıkları göçlerle birlikte, farklı kültürler ve değerlerle karşılaşmıştır. Bu süreçte Türkler, kendilerine özgü bir kültürel kimlik oluşturmuş ve bu kimlik, Türk dilinin kullanımında, sanat ve edebiyatta ortaya konan eserlerde, gelenekler, inançlar gibi unsurlarda kendini göstermiştir. Küresel dönüşümün etkisi altında bulunduğumuz modern çağın hızlı değişen yapısı köklü bir tarihe ve çok güçlü kültür değerlerine sahip olan Türk topluluklarında da değerler sistemini etkilemekte, bu değerler üzerinde baskı oluşturmaktadır. 

Bu nedenle, dünyada gittikçe derinleşen bir değer erozyonu sorununun söz konusu olduğu bir ortamda Türk Dünyasını oluşturan halkların millî birlik ve bütünlüklerini muhafaza etmek, ortak değerlerin ve millî kültürün değişim ve gelişim aşamalarını tahlil etmek önem arz etmektedir. Bu bağlamda Kazakistan’ın başkenti Astana’ da yerleşen Türk Akademisi tarafından her yıl Türk devletleri toplumlarının temel sosyoekonomik eğilimleri ve kültürel değerleri ölçmek maksadıyla düzenli olarak gerçekleştirilen Türk Barometresi Araştırmasının 2023 yılı ana temasını Türk Dünyasında ortak değerler konusu oluşturmuştur. Türkiye dâhil olmak üzere 5 Türk devletinde (Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan Özbekistan ve Türkiye) 34 sorudan oluşan bir anket formu, 6.341 kişiye elektronik ortam üzerinden (çevrim içi) eş zamanlı olarak “Türk Barometresi 2023: Türk Devletlerinde Kimlik ve Kültür Etkileşimi Araştırması” başlığı altında gerçekleştirilen bu araştırma Türk Devletleri Teşkilatı üye ülkelerde kişilerin önceledikleri değerleri ve toplumsal güven düzeylerini karşılaştırmalı alan araştırmasıyla tespit olunması, katılımcıların Türk devletleri arasında yakınlaşmaya ve ülke imajına ilişkin düşünceleri betimlenmesi amaçlanmıştır. Bu makalede bu araştırmanın bazı önemli bulguları paylaşılmıştır.

Gelenekler ve Milli Kimlik İlişkisi 

Toplum ve medeniyeti güçlü kılan önemli unsurlar arasında gelenek ve görenekler yer almaktadır. Nitekim gelenek ve görenekler, uzun yılların birikimi olan ve o toplumu tarih sahnesinde milletleştiren önemli bir kültür bağı olarak değerlendirilmektedir.

Beş ülke ortalamasında (bölgesel düzeyde) katılımcıların %85’i gelenek, örf ve adetlere uymayı önemsediklerini belirtmiştir. Araştırma bulguları katılımcıların yaş gruplarına göre değerlendirildiğinde, bölgesel düzeyde 50 yaş ve üstü olanların %94 oranında, 29 yaş ve altı olanların ise %74 oranında örf ve adetlere uymayı önemli/çok önemli bulduğu tespit edilmiştir. 29 yaş ve altı grubunun %14’ü gelenek, örf ve adetlere uymanın önemi olmadığını belirtmiştir.

Kültürel Değerleri Korumaya İlişkin Toplumsal Farkındalık Öne Çıkıyor

Araştırma bulguları tüm ülkelerdeki katılımcıların önemli bir bölümünün ülkelerinin kendi yaşam biçimini/kültürünü savunduğunu, diğer ülkelere benzemeye çalışmaması gerektiğini düşündüğünü ortaya koymuştur. Beş ülke ortalamasında, katılımcıların %77’si ülkeye özgü yaşam biçimi ve kültürünün savunulması gerektiği görüşü üzerinde dururken, %10’u bu hususta kararsız kalmıştır.

Özellikle küreselleşme ve teknolojik gelişmelere bağlı olarak hızlı kültürel değişimlerin yaşandığı, yerel değer, inanç ve geleneklerin büyük tehdit altında olduğu, pek çok yönden gelenekten, kültürden, geçmişten kopma ve kırılmaların yaşandığı bir dönemde, Türk devletlerindeki kişilerin kültürel değerlerin önemsenip korunmasına yönelik yüksek oranda farkındalığı büyük önem arz etmektedir.

Kültür Transferinde Aktif Role Sahip Olan İletişim Dili

Dil insanlar arasında haberleşmeyi sağlayan temel bir araç olmasının dışında bir milleti oluşturan temel unsurlardan biridir. Toplumların hayatında aktif bir role sahip olan dil, kültür transferi ve kültürel ilişkilerde önemli bir paya sahiptir.  

Günlük hayatta farklı ortamlarda kullanılan dil incelendiğinde, tüm Türk devletlerinde ağırlıklı olarak ana dilde konuşulduğu görülmektedir. Kazakistan’dan katılımcıların %35’i, Kırgızistan’da %21, Azerbaycan’da ise katılımcıların %19’u ailede ana dilde, işyerinde ise farklı dilde konuştuğunu belirtmiştir. Bu durum, Türk devletlerinin çoğunda tarihsel ve toplumsal süreçler sonucunda oluşmuş çok dilli ve çok kültürlü bir toplum yapısına sahip olduğunu yansıtmaktadır. Beş ülke ortalamasında, tüm katılımcıların %82’si, 29 yaş altı grubun ise %75’i tüm mecralarda yalnızca ana dilinde konuştuğunu ifade etmiştir.

Türk Devletlerindeki Gelişmelere İlgi Düzeyi

Beş Türk devletinin ortalamasına bakıldığında, katılımcıların %66’sının diğer Türk devletlerindeki gelişmelere genel olarak ilgi duyduğu, %27’sinin ise çok ilgi duyduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.

Ülkeler düzeyinde %82 oranla Özbekistan’dan katılımcıların diğer Türk devletlerine en çok ilgi duydukları ortaya çıkmıştır. Azerbaycan’dan katılımcıların %76’sı, Kırgızistan’dan %73’ü, Kazakistan’dan %68’i, Türkiye’den ise %59’u diğer Türk devletlerindeki gelişmelere ilgi duyduklarını ifade etmiştir. 

Medya ve İletişim Kanalıyla Bağların Oluşturulmasında Ortak Bir Televizyon Kanalı

Ülkeler arasındaki ilişkilerin yaygınlaşması ve gelişmesinde medya çok büyük katkılar sağlamaktadır. Özellikle Türk Dünyası olarak bilinen geniş coğrafyada haber akışını güçlendirmek ve sürekli kılmak için ve aynı zamanda ortak kamuoyu yaratılması için eş anlı yayın yapan ortak televizyon kanalının oluşturulması önem taşımaktadır.

Tüm Türk devletlerinden katılımcıların büyük bir kısmı eş anlı yayın yapan ortak televizyon kanalının oluşturulmasına ihtiyaç olduğunu belirtilmiştir. Özbekistan’dan katılımcıların %70’i, Azerbaycan’dan %68’i, Türkiye’den %63’ü, Kazakistan’dan %57’si ve Kırgızistan’dan katılımcıların %53 Türk devletine yönelik yayın yapan ortak bir televizyon kanalına “çok ihtiyaç var” veya “ihtiyaç var” cevapları vermiştir.

Türk Devletlerinin Dış Politikalarının Uyumlulaştırması

Bölgesel ve küresel çapta cereyan eden süreçler Türk devletleri arasında birçok konuda uyumlu hale getirilmiş bir dış politikanın izlenmesi gereksinimi ortaya koymaktadır. Ayrıca Türk devletlerinin dış politikadaki ortak faaliyetleri Türk Dünyasını ortak paydada buluşturacak en temel hususlar arasında gösterilmektedir. 

Özbekistan katılımcılarının %94’ü, Azerbaycan, Kazakistan ve Türkiye katılımcılarının %80’den fazlası ve Kırgızistan katılımcılarının %74’ü Türk devletlerinin dış politikada ortak tutum sergilemelerinden yana olmuştur. Bölgesel düzeyde, 50 yaş ve üstü grupta (%91) ve yüksek gelirli grupta (%88) Türk devletlerinin dış politikalarını uyumlaştırmaları gerektiğine katılım düzeyi göreceli olarak daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir. 

Çevresel Farkındalık Düzeyi Yüksek

Çevre sorunları son zamanlarda dünya çapında ve bu arada Türk devletlerinde boyutu giderek artmakta ve acil önlemler alınmasını gerekli kılmaktadır. Bu bağlamda, sürdürülebilir bir ekosistem, bir yönüyle, toplumları oluşturan bireylerin çevresel farkındalıklarının artırılması ve çevreye yönelik tedbir almaları ile mümkün olmaktadır.

Beş ülke ortalamasında, katılımcıların %45’i çevre sorunlarını sık veya çok sık bir şekilde aile bireyleri ve arkadaşlarıyla konuştuklarını belirtmiş, %36’sı bunu bazen yaptığını ifade etmiştir. Çevre sorunlarını Özbekistan, Türkiye ve Kazakistan’dan olan katılımcıların daha yüksek oranda aileleri ve arkadaşlarıyla konuştukları tespit edilmiştir. 

Okullarda Ortak Türk Tarihinin Okutulması Yönünde Ortak Kanaat

Türk devletlerinde dil, edebiyat ve tarih çalışmalarının Türk Dünyasını temel alan bütüncül bir bakış açısıyla, özellikle yeni nesillerin farklı devletlerde Türk halklarının farklı kolları olduğunun idrakine varmalarını sağlayacak şekilde ele alınması büyük önem taşımaktadır.

Türk devletlerinde geleceğinin emaneti olan gençlerin millî bir tarih bilinci ile yetişmesi için ortak tarih programının önemini dile getirmiş, okullarda ortak Türk tarihinin zorunlu ders olarak okutulması gerekliliğini belirtmiştir. Özbekistan’dan katılımcılarının %83’ü, Azerbaycan’dan %74’ü, Kazakistan’dan %70’i, Türkiye’den %59’u ve Kırgızistan katılımcılarının %56’sı ortak Türk tarihinin zorunlu ders olarak okutulması gerektiğine olumlu bakmıştır.

Türk Dünyası 2040 Vizyonu Daha Bilinir ve Görünür Olmalı

2040 Vizyonu, Türk devletlerinin daha açık, sistematik ve hedef odaklı ilişkiler yoluyla, birlikte daha iyi bir gelecek inşa etmeye karar verdiği tarihî anlardan biridir.

Türk coğrafyasında inovasyon ekosisteminin geliştirilmesi, yeşil dönüşüm, beşerî sermayenin iyileştirilmesi ve küresel değer zincirlerine daha iyi bütünleşme gibi hususlar da 2040 Vizyonu’nun öncelikleri arasındadır.

Türk Dünyası 2040 Vizyonu belgesinin bilinirlik düzeyi incelendiğinde, tüm Türk devletlerinde oldukça düşük düzeyde bilindiği görülmektedir. Bu veriler tanıtım programları aracılığıyla 2040 Vizyonu belgesinin Türk devletlerinin toplumlarında daha fazla tanıtılması gerektiğini ortaya koymaktadır. Beş ülke ortalamasında katılımcıların sadece %13’ü 2040 Vizyonu hakkında haberdar olduğunu belirtmiştir. 

Genel Değerlendirme

Türk devletlerinde kişilerin kültürel değerlere yönelik yaklaşımları ülkeler arasında bazı farklılıklar gösterse de geleneksel değerler arasında yer alan aile, yaşlılara saygı, çocukların önemsenmesi gibi unsurların hâlâ toplumsal değerler sisteminin odak noktasında olduğu görülmektedir. Bu durum Türk devletlerinde bireylerin kültürel değerleri önemsendiklerinin, kendi toplumlarının kültürel kodlarına karşı olumlu düşüncelere sahip olduklarının göstergesi olarak nitelendirilebilir.

Türk toplumlarında kültürün bir kuşaktan diğerine iletilmesinde en önemli sosyal ortam olan aile değerleri ebeveynin aile içindeki konumu ve yaşlılara saygı düzeyi üzerinden sorgulanmıştır. Türk devletleri arasında özellikle Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan’da çocukların ebeveynlerinin taleplerine uymalarına yönelik yüksek beklenti, bir geleneksel aile tahayyülünün yansıması olarak görülebilir.

Araştırmada, Türk devletlerinde toplumsal yapının bütünleştirici gücü ve güçlü bir sosyalleştirme aracı olan toplumsal güven düzeyi tespit edilmeye çalışılmıştır. Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan gibi ülkelerde akrabalara olan güvenin yüksek olması, bu toplumlarda aile bağlarının güçlü olduğunu ve aile üyelerinin sosyal destek ağının temelini oluşturduğunu göstermektedir. Bu ülkelerde akrabalar arasındaki dayanışma ve yardımlaşma önemlidir. Azerbaycan ve Türkiye gibi ülkelerde arkadaşlara güvenin daha yüksek olduğu görülmektedir. Bu durum, bu toplumlarda arkadaşlık ilişkilerinin ve sosyal bağların güçlü olduğunun bir göstergesidir.

KAYNAKÇA

Yazıcı, Mehmet (2014), “Değerler ve Toplumsal Yapıda Değerlerin Yeri”, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 24, Sayı: 1, s. 214.

Çorbacı, Osman Kâmil (2023), “Değerler Eğitimi Perspektifinden Dünyalı Kimliği,” Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. 10, S.20, 387-402.

Türk Barometresi 2023 Türk Devletlerinde Kimlik Ve Kültür Etkileşimi Araştırması, Türk Akademisi Yay., Astana, 2023.

img

Prof. Dr.
EBULFEZ SÜLEYMANLI