OECD BİR BAKIŞTA EĞİTİM 2023 VE TÜRKİYE: TÜRKİYE’DE EĞİTİM NEREYE GİDİYOR?

OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) tarafından 1992 yılından bu yana yayınlanmakta olan Bir Bakışta Eğitim (Education at a Glance) raporunun 2023 sayısı geçtiğimiz günlerde yayınlanmıştır. Bir Bakışta Eğitim dünya genelinde eğitim hakkında önemli bilgiler veren bir kaynak olarak kabul edilmektedir.

Tüm eğitim seviyelerini analiz eden rapor, kazanımlar, okullaşma, eğitim ekonomisi gibi alanlarda veriler sağlamaktadır. 2023 raporu mesleki eğitim-öğretime odaklanmıştır. Bu çalışmada da 2023 raporundaki önemli detaylara dikkat çekmek amaçlanmıştır.

Erken Çocukluk Eğitimi: Çocukların hayata daha adil bir başlangıç yapmasında önemli bir rol oynadığı düşünülen erken çocukluk eğitimi ve bakımında OECD ülkeleri arasında oldukça farklı sonuçlar ortaya çıkmıştır. 2 yaşın altında erken çocukluk eğitimine ortalama olarak %18 katılım söz konusuyken, homojen bir dağılımdan söz etmek çok mümkün değildir. Söz konusu oran bazı OECD ülkelerinde %90’lara varırken bazılarında %10’un altındadır. 3 yaşında ise bu oran %74’e çıkmaktadır.

Ülkemizde erken çocukluk eğitimine katılım OECD ortalamasına kıyasla oldukça düşük düzeydedir. 2 yaşındaki çocuklarda %1’lik bir dilim kayıtlıyken 3 yaşında %6’ya 4 yaşında %20’ye 5 yaşında %66’ya çıkmaktadır. Ülkemizin erken çocukluk eğitimi ve bakımına katılımı Bir Bakışta Eğitim 2023’te öne çıkan sonuçlardan birisidir.

Lise Eğitimini Tamamlama: Lise eğitimi özellikle bireylerin işgücüne kaliteli şekilde katılımında önemli bir rol oynamaktadır. Lise eğitimini tamamlama ise işgücü piyasalarına katılımda asgari şart olarak görülmektedir. 2022 yılında 25-34 yaş aralığında OECD ülkelerindeki gençlerin %14’ü lise eğitimini tamamlamamıştır. Bu oran yüksek bir oran olarak gözükse de geçmiş yıllara kıyasla bir iyileşmeden söz etmek mümkündür. Türkiye’de lise eğitimi almamış gençlerin oranı %33 olsa da bu oran geçmiş yıllara kıyasla %15 azalma göstermiş ve ülkemiz Portekiz’den sonra bu alanda en çok gelişim gösteren ülke olmuştur. Yine de gençlerimizin önemli bir kısmının hâlâ lise mezuniyeti olmadığı görülmektedir. Ülkemizde zorunlu olan lise eğitimi mezuniyeti, her geçen yıl artan oranlarla daha iyiye gitmektedir. Bunun yanında ülkemizde 15-19 yaş grubundaki gençlerin ise %34’ü genel ortaöğretime kayıtlıyken %25’i mesleki ortaöğretime kayıtlıdır.

OECD genelinde lise öğrencilerinin ortalama %44’ü mesleki eğitim ve öğretime kayıtlıdır. Bu eğitim ve öğretim programları ülkelere göre ciddi farklılıklar göstermektedir. Mesleki eğitim ve öğretim programlarının başarısındaki önemli faktörlerin başında iş temelli öğrenme gelmektedir. Öğrencilerin becerilerini pratik ortamda uygulamalarına imkân sağlayan programlar diğerlerinden ayrılmaktadır. Ancak ortalama olarak OECD genelindeki mesleki eğitim ve öğretim öğrencilerinin yalnızca %45’i bu programlara kayıtlıdır. Ülkemizde ise iş temelli birleşik okullaşma yok denecek kadar az miktardadır. 

Eğitime Ayrılan Bütçe: Eğitime yeterli kaynak ayrılmadan eğitim düzelmediği gibi, kaynakları doğru yere ayırmadan da eğitim düzelmemektedir (Bozkurt, 2023). Bütün OECD ülkelerinde gayri safi yurt içi hasılanın önemli bir kısmı eğitime ayrılmaktadır. OECD ülkelerinde gayri safi yurt içi hasılaların ortalama %5,1’i eğitime ayrılmaktadır. Ülkemizde ise bu oran %4,7’dir. %20’si ilkokula, %20’si ortaokula, %28’i liseye ve %32’si yükseköğretime ayrılmaktadır. Aslına bakıldığı zaman ülkemizde gayri safi yurt içi hasıladan eğitime ayrılan miktar oran olarak çok düşük bir seviyede değildir. Ancak ayrılan bütçe dolar bazında miktar olarak düşünüldüğünde ise OECD ortalamasının oldukça altında bir sonuç ortaya çıkmaktadır. 

Kişi başına düşen milli geliri yüksek olan ülkeler, düşük olan ülkelere kıyasla eğitime daha yüksek bütçe ayırma eğilimindedir. OECD ülkeleri ilköğretimden yükseköğretime kadar tüm seviyelerde öğrenci başına ortalama 12.467 ABD doları harcama yaparken ülkemizde bu miktar 5.352 ABD dolarıdır. Ülkemizde öğrenci başına yapılan harcama, kişi başına düşen GSYH’nin %19’una karşılık gelirken OECD ortalaması ise %27’dir. Ülkemizde eğitime OECD ortalamasının oldukça altında bir harcama yapılmaktadır. Eğer eğitimde başarılı olmak istiyorsak eğitime ayrılan bütçe en az OECD ortalaması seviyesinde olmalıdır (Bozkurt, 2023). 

Diğer bir taraftan ülkemizde eğitim kurumlarına yapılan harcamaların %14’ü genel lise eğitimine ayrılırken %14’ü mesleki lise eğitimine ayrılmaktadır. Mesleki eğitim ve öğretimde kullanılan araç gereç ve atölyelerin çeşitliliğinden kaynaklı olarak maliyetleri daha yüksek olmaktadır. Lise eğitiminde mesleki eğitimin başarılı olabilmesi için ülkemizde buraya ayrılacak bütçenin ve yapılacak yatırımların artırılması gerekmektedir. 

Dikkat çeken bir başka sonuç da özel sektörün eğitim harcamalarındaki payı (yükseköğretim dışında) ülkemizde OECD ülkelerine kıyasla farklılık göstermektedir. Özel sektörün payı OECD ülkelerinde ortalama %9’una karşılık gelirken ülkemizde bu oran %24 olarak gözükmektedir. Öte yandan özel sektörde genel liselere ve mesleki liselere yapılan harcamalardaki farklılık ülkemizde oldukça ön plana çıkmaktadır. OECD genelinde benzer bir paydan söz etmek mümkünken, ülkemizde liselere yapılan harcamalarda özel sektör harcamaları, genel liselerde %45’e mesleki liselerde %8’e karşılık gelmektedir.

Öğretmen Maaşları: Günümüzde öğretmen maaşları öğretmenlik mesleğinin cazibesini oluşturan faktörlerin başında gelmektedir. Bununla birlikte ülkelerin eğitim harcamalarındaki en büyük pay da öğretmen giderlerine ayrılmaktadır. OECD ülkelerinin genelinde tecrübe ve eğitim seviyesi arttıkça öğretmen maaşları da artmaktadır. En yaygın yeterlik düzeyi ve 15 yıllık mesleki deneyime sahip genel lise öğretmenleri, OECD ülkelerinde yıllık ortalama 53.456 ABD doları maaş almaktadır. Ülkemizde ise bu oran genel liselerde 47.552 ABD dolarıdır. Bunun yanında mesleki eğitim veren lise öğretmenlerinde durum farklılaşabilmektedir. En yaygın yeterlik ve 15 yıllık mesleki deneyime sahip meslek öğretmenleri ortalama 54.470 ABD doları maaş almaktadır. 

Raporda birçok OECD ülkesinin öğretmen açığıyla karşı karşıya kaldığı vurgulanmaktadır. OECD ülkelerinin genelinde öğretmenlik mesleği cazip bir meslek olarak görünmemektedir. Öğretmen maaşları genel olarak diğer yükseköğretim mezunu çalışanlardan daha düşük seviyelerdedir. 2015-2022 yılları arasında öğretmen maaşları OECD ülkelerinin yaklaşık yarısında azalma gösterirken ülkemizde ise bu zaman diliminde %9 artış söz konusu olmuştur. Bunun yanında ülkemizde öğretmenlerin OECD ülkelerine kıyasla daha genç olduklarından söz edilebilir. 50 yaş ve üzerinde olan genel lise öğretmenlerinin ortalaması OECD ülkelerinde %39’iken ülkemizde %18’dir. Mesleki liselerde ise bu oran %17’ye gerilemektedir. 

25-34 Yaş Arası İşsizlik Oranı: İşgücüne katılımda önemli bir rol oynadığı düşünülen lise eğitiminden geçmiş bireylerin işsizlik oranlarında da OECD ülkeleriyle ülkemiz arasında farklılıklar ön plana çıkmaktadır. 25-34 yaş grubunda OECD ülkelerinde lisans mezunları %5, mesleki eğitim mezunları %6,5 oranında işsizliğe sahipken ülkemizde bu oranlar sırasıyla %12,5 ve %9,8’dir. Gerek lise eğitiminde gerek de lisans eğitiminde işgücü piyasalarına katılmaya destek konusunda yetersizlik gözükmektedir. Bunun yanında OECD ülkelerinde kadınların işsizliği ve erkeklerin işsizliği arasındaki fark erkeklerin lehine %15 oranında iken ülkemizde bu farkın oranı %50’dir. 

Sonuç

OECD Bir Bakışta Eğitim 2023 raporunda gerek ülkemizin gerek de diğer OECD ülkelerinin eğitimlerindeki sorunların bir kısmı betimlenmiştir. Bu rapordan çıkarılabilecek dersler ülkemizin eğitim alanında ilerlemesine katkı sağlayacaktır. Genel olarak özetlenecek olursa ülkemizde, erken çocukluk eğitimine katılımın yetersiz olduğu, lise eğitimini tamamlama konusunda gelişmeler ümit verici olsa da fazlasına ihtiyaç duyulduğu, eğitime ve eğitim yatırımlarına ayrılan bütçede ciddi iyileşmelerin gerektiği, genç yaş grubunun eğitim hayatlarından sonra mesleki hayata yeteri kadar hazır olmadığı ve öğretmenliğin daha cazip bir meslek haline gelmesi gerektiği gibi sonuçlar karşımıza çıkmaktadır.

Bir Bakışta Eğitim 2023 Raporu’nun mesleki eğitime odaklanmış olması da önemli bir gerçeği gün yüzüne çıkarmıştır. İş temelli birleşik okullaşma ve mesleki eğitim işgücüne kaliteli bir katılımda çok önemli bir paya sahiptir. Günümüzde ülkelerin mesleki eğitimdeki başarıları doğrudan ekonomik başarılara dönüşebilmekte ve ülkelerin kaderinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu duruma istinaden TESAM da 30’a 70 sistemi ve yerel yönetimlerle teknik üniversitelerin iş birliği gibi önerileriyle bu raporda gün yüzüne çıkmış sorunlara uzun zaman öncesinden dikkat çekmiştir (TESAM Eğitim Raporu, 2011). Ülkemizde genel liselerin cazibesi her geçen gün artırılmakta ve bu durum da mesleki eğitimin değerini kaybetmesine neden olmaktadır. Özel sektörün genel liselere, mesleki liselere göre çok daha fazla harcama yapması da bu tezi desteklemektedir. Halbuki donanımlı ve iş temelli bir mesleki eğitimden geçmiş bir genç nüfusa sahip olunabilirse üretimde ve sanayide ülkemizin bugünlerden çok daha ileriye gitmesi mümkün olacaktır. Gerek lise seviyesinde gerek de üniversite seviyesinde yerel yönetimler ve sanayilerle kurulacak ortaklıklar da bu yükselişe katkıda bulunacaktır. Bu noktada yalnızca sistemsel değişiklikler yetmeyecek eğitim yatırımlarına ayrılan bütçenin artırılması da önemli bir rol oynayacaktır. Zira mesleki eğitimin giderleri genel eğitime göre daha yüksek olabilmektedir. Bu noktada ayrılan bütçenin harcanması da dikkatli düşünülmesi gereken bir konudur. Eğitime para ayırmadan sorunlar düzelmeyeceği gibi yalnızca para ayırarak eğitimdeki sorunların düzelmesini beklemek de yerinde olmayacaktır (Bozkurt, 2023). 

Kaynakça

Bozkurt, M. İ. (2023). Eğitim ekonomisi ve Türkiye. TESAM Strateji Dergisi, 6-10.

OECD (2023). Education at a Glance 2023: OECD Indicators, Paris: OECD Publishing. https://doi.org/10.1787/e13bef63-en.

OECD (2023). Education at a Glance 2023: Türkiye, OECD Indicators, Paris: OECD Publishing.

TESAM, (2011). TESAM Eğitim Raporu, Bursa. 


img

Uzman
HARUN REŞİT YEL