İNDİGO ÇOCUKLAR

ndigo kavramı ilk olarak Nancy Ann Tappe’nin 1982 yılında yayımladığı “Yaşamınızı Renk Yoluyla Anlama” kitabında bahsedilen bir kavramdır daha önce gözlenmemiş yeni ve sıra dışı psikolojik özellikteki insanları tanımlamak için kullanılmaktadır.

İndigo çocuk” terim olarak; üstün zekâ ve yeteneğe sahip, beyninin sağ ve sol tarafını çok az insana nasip olacak şekilde iyi kullanabilen; kendi özgürlüğünü, kendi istediğini inandığı yolla yaşamak isteyen; ona ne derseniz, ne öğretirseniz kendi kafasına yatanı ve kendi doğrusunu arayan; yaratıcı, mutlak otoriteye karşı olan; toplumsal normları sorgulayan; âdeta mevcut sistemi yıkıp kendi özgün dünyasını kurmaya hazır çocuklar olarak adlandırabilir.

İndigo çocuk, bir kısım derslerde orijinal ve kendine has bir öğrenme biçimi icat eder. Orijinal olma, farklı olma, keşif ve icatlar yapma onun hayatında çokça rastlayacağınız şeylerdir. O yaşadığı çağın büyük filozofudur. Muhteşem fikirleri vardır. O muhteşem fikirleri hayata geçirecek; ona yardım edecek insanları yanında bulamazsa hayal kırıklığına uğrayabilir. Bularak, araştırarak, analiz yaparak öğrenir; ezberlemeye ve pasif dinleyici olmaya tahammül edemez.

İlgisini ve merakını çeken bir konuyu iyice ele alıp incelemeden, araştırmadan o işi bırakmaz. Yaratıcılık gerektiren işler onun ilgisini çeker. Yaratıcılık özelliği gerekmeyen alanlarda pek başarılı olamaz; sıradan işler ona gereksiz hatta çok güç gelebilir.

İndigo çocuklar; akranlarının baktığı pencereden olaylara bakmaması, sıradan insanların algıladığının ötesinde algılayış biçimiyle sıra dışı bir kişilik sergilerler. Bu özel insanların aşağıda arz edeceğim 7 özelliğinin doğuştan geldiğine ve sonradan kazanılamayacağına bilhassa dikkat çekmek istiyorum. Ancak bu vasıflar onda çekirdek olarak vardır. İndigo vasıflarının yeşerip kurumaması, filizlenip dal budak salması, gelişmesi aile, sosyal ortam, ekonomik durum ve ona verilen eğitimle olabilir.

İndigo kavramıyla ilgili görüşler; Lee Carroll ve Jan Tober, “İndigo Child-The New Kids Have Arrived” adlı çalışmalarında bu özel çocuklardan şöyle bahsetmektedirler:

“Yeni bir sorun ile karşı karşıyayız. Anne ve babalar anlaşılması zor ve ilginç yapıdaki bir kısım çocuklardan bahsediyorlar. Aykırı, sorgulayıcı, çok farklı bu çocuklarla nasıl baş edeceklerini bilmiyorlardı. Bu durum eğitimci ve pedagoglar tarafında hayli ilginç bulunmuştu. Problem karşısında ebeveynler ne yapacaklarını, nasıl davranacaklarını bilemez durumdaydılar. Bütün bu bulgular sonucunda eğitimci ve pedagoglar bu çocukları incelemeye ve analiz etmeye başladılar. Ortada bir problem vardı. Bu çok farklı tipleri anlamaya ve keşfetmeye başlanmalıydı”1.

Herkesin inandığına inanmayan; herkesin normal bulduğunu normal görmeyen, herkesin gittiği yoldan gitmeyen indigo’lar hakikaten üzerine bilimsel çalışma yapılması gereken farklı bir figürdür. Oldukça akıllı, duygusal zekâları çok güçlü ve otoriteye savaş açan bu çocukların diğer çocuklardan farklı olduğu zamanla fark edilmiştir. İndigo diye adlandırılan bu çocuklar için birbirine benzeyen tanımlamalar yapılsa da bir uzlaşı söz konusu değildir.


NEREDEN ÇIKTI BU SÜPERLER? 

Enerjileri hiperaktivite teşhisi konulacak kadar fazladır. Bu enerjik yapıları dolayısıyla çoğunlukla hiperaktivite ve dikkat bozukluğu var deyip eve yollanan tiplerdir. Bense, bırakın dikkat bozukluğunu; dikkat süresi akranlarına göre oldukça uzun ve yoğun olan bir çocuktur diyorum indigolar için. Hiperaktivite ve dikkat bozukluğu olan çocuklar öğrenme güçlüğü yaşarlar. İndigolar ise uzun ve yoğunlaştırılmış dikkat süreleriyle öğrenme fetişistleridir. Sosyal iletişim yönleri oldukça iyidir. Algıları muhteşem, sezgileri ise inanılmazdır. Bakışları, duruşları çok belirgin ve keskindir. Özgüven ve özdenetimleri güçlü, çok aktif, çok zeki ve bunun yanında otoriteyle kavgalı ve sisteme başkaldıran asil ruhlu çocuklardır.

Yazar, Türker Ercan; “İndigolar: anlaşılmamak ve yalnızlık kaderi olan; paylaşımcı ve yaratıcı; kendi kendisi analiz edip tanıyabilen; asalet timsali sevginin çocuklardır. Sevgi dolu ama aynı zamanda klasik düzen için bir tehdittir. İçinde doğduğu dünyayı ve sistemi benimsemez ve bir virüs gibi mevcut sistemi reddeder ve felç eder. Çok zaman ve çok yerde yalnız hayatını yaşamak zorundadır. Zamanla mecburen bu hisse alışırlar. Hatta yalnızlığa uyum sağlamış, yalnızlık onun en iyi dostu oluvermiştir. Empati hisleriyle insanları iyi tanırlar, iyi anlarlar ve iyi okurlar”2. Annelerimizin temel felsefesi ne olmalıdır?

Sorulana cevap verin. Hatta soru sormalarını teşvik edin. Çocuklar hiç bilmedikleri bir dünyaya gelmiş; onu keşfetme hazzını tatmak isteyen merak abidesi varlıklardır. O nedenle sürekli soru sorar; sorup öğrendikçe yeni sorular aklına gelir, onu da sorar öğrenir ve bu durum bir ömür ölene kadar sürer gider. Olması gereken öğrenme mekanizması böyle işler. İlgi ve merak çocuğumuzun evreni tanıması için ona hediye edilen ve açılmayı bekleyen bir kilittir. O kilidin anahtarı ise, öğrenmedir. Biz ailelere düşen görev; onun bu duygularına ket vurmayarak huzurlu bir ortam sağlamak ve merak duygularını tahrik etmektir.


BUNLARI YAPMAZSAK NE OLUR?

Çocuklarımızın öğrenmeye ve keşfetmeye ilgi ve merakları olmaz. Bu durum ders başarılarını da düşürür. Türk eğitimcilerinin, okul çağı gelen Türk çocuklarının git gide düşen merak duygularına bir çare bulmaları gerekiyor. Bizim çocuklarımızın ilkokula kadar merakları ile Avrupa çocuklarının merak düzeyleri hemen hemen aynı. Aradaki fark ilkokul bitince devasa boyutlara ulaşıyor. Avrupa ülkelerinde çocukların merak duyguları eğitim hayatının artmasıyla paralel artıyor; bizde ters orantılı olarak azalıyor. Demek eğitim sistemimiz çocuklarımızı felç ediyor.

İndigo çocuklar üstün bir zekâya, oldukça güçlü bir duygusal zekâya sahip olmasının yanında doğuştan getirdikleri liderlik ruhunu taşımaktadırlar.

Liderlik doğuştan sahip olunan bir kişilik yapısıdır ki; bu kişilik yapısına “Alfa” denir. Hem kişisel hem de sosyal açılardan baskın bir kişilik sergilerler. Alfa kişilikler lider özellikleriyle toplum içerisinde dikkat çeken, yüksek özgüvenli, insanlarla birlikte olmaktan hoşlanan ve yalnızlıktan hoşlanmayan tiplerdir. Karizmatik ve çekici özellikleriyle sevilen, aranılan ve saygı duyulan insanlardır. Ne istediğini bilen, kararlı, ikna yeteneği güçlü ve insanları yönetme konusunda olukça başarılıdırlar 3.

Dördüncü özelliği sosyal olmalarıdır. İndigolar, yalnız ve tek başlarını yaşamayı hiç sevmezler. Tersine, akranlarıyla ve sosyal ortamlarda olmayı yeğlerler. Arkadaşlarıyla beraber ve dostça zaman harcamak isterler. Bencil değildirler. Paylaşmak, karşısındaki ile devamlı ve dostane ilişkiler yürütmek en usta oldukları yanlarıdır. Birlikte oyunlar oynamak hatta yaşıtlarının çocuksu bulup genelde yaşından büyüklerle oyunlar oynamaktan zevk alan çocuklardır.

Beşinci özellikleri ise aşırı meraklı olmalarıdır. Her şeyi merak ederler. Özellikle konuşmaya başladıklarında hemen her gördüğü nesneyi sorgular ve sorarlar. “Merak ilmin hocasıdır”, diye bir söz vardır Anadolu’da. Merak duygusu sadece indigolarda değil bütün çocuklarda var olan bir özelliktir; ancak indigolarda bitmek tükenmez bir merak ve o merakını gidereceği her şeyi keşfetme inadı had safhadadır. Sık sık Allahtan, şeytandan, meleklerden, ruhlardan ve ölümden sonraki yaşamdan ve geçmiş anılarından söz ederler. Sarsıcı ve sorgulayıcı yapılarıyla karşısındakini soru yağmuruna tutar ve tatmin edici cevap alana ve ikna olana kadar bu durum devam eder.

Biz eğitimciler, merak öğrenmenin ilk ve en önemli adımı olduğu için soru soran; sorgulayan çocukları severiz. Merak duygusu her daim kışkırtılmalı, kamçılanmalı ki etkili ve verimli bir eğitim ve öğretim faaliyeti olabilsin. Çıldırtan ve ebeveynleri daraltan, bunaltan bir soru sorma makinesidir indigo. Her şeyi neden? Nasıl? Niçin? Kim? vs. diye sorgular; ikna olmaz ise tekrar tekrar sorar. O kafasındaki soruların cevabını bulma peşinde koşan bir merak makinesidir. O merak ve sorgulama dürtüsü onu diğer çocuklardan ayıran en temel özelliklerin başında gelir. Merak her çocukta var olan bir özelliktir. Ancak indigoların merakları hiç bitmez.

Altıncı özelliği aşırı düzeyde enerjik olmalarıdır. Enerjileri oldukça yüksek olan indigolar; enerjilerini baskılamak yerine müziğe, resme, spora kanalize edilip yönlendirilmediği zaman, içlerindeki devasa enerji hem kendilerine hem de çevrelerindeki kişilere zarar verebilir. İndigoların enerjisi çok yüksektir; o yüzden bazı bilim adamları indigolarla hiperaktif çocukları birbirine karıştırmışlardır.

Yedinci ve son özellikleri ise, özgürlük tutkusudur. “Özgürlük” bir diğer ifadesiyle “hürriyet” kavramı indigo’ların en ayırt edici sıfatlarından birisidir. Özgürlük sözcüğü; bir kişinin çevresel tüm faktörlerin etkilerinden etkilenmeden, kendi içinden geldiği haliyle konuşması ve davranması olarak tanımlanabilir. Zorlama, baskı, bağımlı olma, engellenme gibi toplumsal hayatının her türlü dayatmalarından bağımsız olmayı ifade eder. Özgürlük kavramı; İnsanın kendi kendine var olmasını, kendisini ifade etmesini ve istediği hayatı dış etkilerden uzak olarak yaşamasını anlatır. Her çocuk özgürdür. İndigoların ise, özgürlük karakteridir. Baskı ve zorlama indigoları çıldırtır.

1 Lee Carroll ve Jan Tober. (2001). İndigo çocuklar, Akasya Yayınları.

2 Eraslan, A. (2008a). Japanese Lesson Study: Can it work in Turkey. Education and Science, 33, 62-67.

3 Bozkurt, M. İ. (2020). Liderlik sanatı, TESAM yayınları, Bursa.



img

Uzman
YAKUP ÖZTÜRK